bugün günlerden...gül günü

bugün günlerden Hıdırellez...
bütün gün ev aramanın ve bulamamanın moral bozukluğunun ve literatürde artık evsiz olmamın tescillendiği bir gün..

bugün gözüme hep güller ilişti, ne kadar güzellerdi.

günün sonunda bugünün aslında Hıdırellez olduğunun farkına varmam ile hala bir şansımın olduğunu düşündüm. hemen bir gül ağacı bulup bir ev çizip altına gömmeliydim.

saat oldukça geç olduğu için bir gül ağacına erişimim oldukça zordu. sevdiceğime anlattım. onun ülkesinden 2 saat ileride olduğumuz düşünülürse onun hala vakti vardı.

o da yakınlarda bir gül ağacı olmadığını ama annesinin şuan kır evlerinde olduğunu ve orada güllerinin olduğunu söyledi. ona istenilen dileğin kağıda çizilmesini söyledim, ev araba gibi şeyler...
bana ev lazım...

çizmek lazım çünkü gülleri ziyaret edecek melekler belki dili bilmiyor olabilirler değil mi? ama evi görünce düz mantık 'heh bu ev istiyor garibim' diyebilirler. bir de bambaşka bir dilde yazacak o riski göze alamam..

bence melekler okuyamaz, ama hissederler. dünyanın bir ucunda benim için gül ağacı arayıp altına dileğimi koymaya çalışan bu insanların enerjilerini hissederler, değil mi?

bahar gelmiş...güller bugün ziyarete açık, yarın güller daha güzel olacak...yeni evimin bir köşesine güller koymalıyım..

# 3.ideal kilona ulaş

# 3.ideal kilona ulaş

biraz göreceli olmakla beraber , benim için ideal kilo bikiniyi giyip bu hareketleri yapabiliyorsan, ultra idealsin.

mantıdan, baklavadan uzaklaştırılıp, kültürden koparılan türk kızları olarak ne yapalım şimdi market poşeti gibi vücut yapımıza.

bu soruyu önce atalarımla tartıştım, neden biraz daha ot yemediniz? neden mağaraya bir yürüme bandı almadınız? nereden çıktı mantıyı icat etmek elin adamı orada matbaa yaparken...

atalarımla bu işi çözümleyemedim efendim.

atalarımın yemediği salataları, brokolileri şimdi ben yemek zorundayım. hayır bir de tüm aile uzunken, benim hobbit gibi olmam nedendir niyedir, ataaa ataaa bir geni geçireksin, onu da geçirmemişsin üşenmişsin.

elden ne gelir azizim, doldur tabağa kerevizleri teheeyyyy...

bu biraz açıkcası uzun vadeli bir iş, vereceğimiz şurda 3 5 kilo ama, nasıll yapıştıysa laneett, vermesi de zor.

öğle yemeklerime bir el attım azizim. benim için porsiyon oldukça sıkıntılı bir kavram.

tabağını bitir butonu var bende. tabağı koyduğun an, aktive oluyor. 

sağolsun anneme dur dedikten sonra 2 kepçe daha eklediği yemeklerin porsiyonu yüzünden daha kepçeyi 

eline alır almaz dur demek zorunda kalıyorum. bu sebeple porsiyonu ben ayarlayacağım ki bitiremedim, vay efendim diye tribe girmeyeyim .

bu planın işleyeceğini düşünüyorum azizim, hadi bakalım bunu bir kase salatayla kutlayalım!

# 4.gelecekteki kendine mektup yaz, 2018 yaz

2018 Yazına doğru kendime mektup;

sanırım 30 olacağım, ama bunu kimseye söyleme olur mu?

hala acayip misin? 30 oldun artık bir şeyler değişmiştir diye umuyorum, umursamaz olmuşsundur umarım biraz.

şurada seni mutlu etmeye çalışıyorum, umarım başarılı olabilmişimdir. 30 oldun diye diyorum, entel kuntel işlere girip canımı sıkma artık.

otur azcık kafanı dinle, zirveyi yaşa.

durumun ne olur bilmiyorum fakat, umarım sevdiğin işi yapıyor, düzgün bir şehirde yaşıyorsundur ve etrafında kaliteli insanlar vardır. 

tezi mezi bitirdin inşallah, bitirmediysen o kapağa duvar yazısı, şarkı sözü falan yaz istersen. lan sen eğitime karşı mısın, niye bitirmedin tezi?

daha pratik, daha atıl, daha güç kudret bekliyorum senden, yanıltma gözünü seviyim.

yediğine içtiğine de dikkat etsen iyi olur, biliyorsun bu da metabolizma yani.

hala çocuk yapmadıysan, planlamaya başlasan iyi edersin, çünkü sen 5 seneye ancak planlarsın, azcık hızlansan mı ne dersin tatlım?

şuan ki durumunu sorarsan, valla kadı kulundan hallice.

Aydın'da hayatlar hala how are you sorularına verilen fine thanks and you kadar klişe. hala Aydındaysan ve Aydın hala köyden halliceyse, emeklilik dilekçeni yaz.

sağlığın sıhhatin yerindedir umarım, seni düşünerek pek hareket edemedim. yanlış bir şey yapmadığımı umuyorum.

 yapacak hobin kalmamış olabilir artık o zamana kadar, bence biraz dinlenebilirsin.

 ispanyolca öğreniyorsun bu aralar, ilerlettin ve adres falan tarifinden ileri gittin inşallah.

kararlarını yarım bırakma, yarım kalmasın, güzel duygular hissettiğinde peşinden git.

para kazanılır, ev alınır ama düzgün insan 30 yılda 2-3 ancak.

delimisin parayı sakın boşlama, para da önemli, bonus olsun o:)

30 oldum diye mırın kırın edeyim deme, ağzına fırıncı küreğiyle çarparım.

küçük şeyleri kafana takma, dünyada dert edilecek o kadar çok şey var ki, büyük düşün.

kendimi çok öp benim için, ona sıcacık bir sarıl, kendini iyi hissetsin.

ne halt ediyor olursan ol ama güzel yaşa.

# 1.yeni bir dil öğren: İspanyolca

# 1.yeni bir dil öğren: İspanyolca

Hola, que tal azizim?

listedekilerin canını çıkaracağım.

listemde olmaktansa, yanık manzume olmayı tercih edecekler efendim.

neden böyle bir duygu durumuna sokacağım onları şuan emin değilim ama düşüneceğim.

yıllar önce, Ricky Martinle başlayan un dos tres ispanyolcam şuana kadar hiç gelişme göstermedi,

kursa gidiyorum efendim, telefona uygulamalar indirdim, bir dil öğrenince sanki diğer dilleri öğrenmek daha kolay gibi geliyor gibi, çalışıyorum özetle.

şimdi cuatro, cinco diye gidiyorum çok gelişme var azizim, çok geliştirdi bu kız kendini.

Ricky Martin gelse karşısına 'le le le sakine, niye gittin düğüne' yi bile ispanyolca anlatırım.

he Ricky Martin anlar mı onu bilemem, ben de anladığımı söyleyemeyeceğim.,

Sakine'nin düğün ile sıkıntıları dışında, muy bieniz işte.

ispanyolcayı öğrenip, italyada ispanyol merdivenlerinde cat walk yaparak post officesi soranlara yol tarifi yapacağım.

gün ispanyolcayı öğrenip, kırmızı elbisemi giyip takkada tak tak tak diye flamenko  yaparak dünyayı durdurduğum anda ispanyolcayı çözmüşümdür efendim.

sabırsızlıkla bekliyoruz o günleri.

mutlu olmaya başlıyoruz

# 1.yeni bir dil öğren: İspanyolca

# 2.yüksek lisansını bitir

# 3.ideal kilona ulaş

# 4.gelecekteki kendine mektup yaz

# 5.her mod için playlist hazırla

# 6.aile soy ağacını oluştur

# 7.zaman kapsülü yap

yeni başlayanlar için mutlu olmak

mutluluk kan şekeri gibi azizim,

hep bir seviyede tutmak lazım.

her pazartesi diyetçisinin 'az az sık sık yeme' tavsiyesi gibi bir klişe

olarak hayatımda kendisine de yer vermem gerektiğini düşündüm.

oturdum ve beni mutlu edebilecek yaklaşık 100 maddelik bir liste 

çıkardım.

şu 'bucketlist' dedikleri ölmeden önce yapılacaklar listesiyle kendisi 

benzerlik gösteriyor.

düşününce oldukça basit şeylerle mutlu olabildiğinizi görüyorsunuz.

listeyi hazırlarken gerçekçi olmaya çalıştım ve yapılabilecek 

nitelikte olan maddelere yer verdim.

gökyüzünde yıldız olmayı hedeflemeye gerek yok, ışığını hissedip 

aydınlansam yeter.

nedir bu mutluluk ?

mutluluk benim için birileri tarafından övülmek, gösteriş 

yapmak, sözünü geçirmek gibi faktörlere dayanmadığı için oldukça

 zor bir iş mutlu olmak..

benim için mutluluk: 

yeni kıyafetler midir, gösterişli makyaj mıdır, çok ama gereksiz 

sosyal çevre midir, lüks müdür?

öncelikle bunları sorguladım sonra da bunlar beni ne kadar mutlu ediyor dedim.

alışverişin bir mutluluk kaynağı olmasını reddedemiyorum tabi, ama ne kadar?

ve oturdum beni mutlu edebilecekleri yazdım, bunlar seyahatler, 

beni ruhsal açıdan farklı boyutlara taşıyacaklar, kendimi başka 

yerde bulmam için gerekenler gibi bir liste çıkardım.

bunları yapıp ,değerlendireceğim efendim. nasıl değerlendireceğim, 

tabi ki mutluluk kriterleriyle... 

nedir bunlar?

bunlar beni mutlu edebilme kriterleridir efendim, 'zor beğenir' yapım nedeniyle mutluluk işini de illaki yokuşa süreceğim tabi ki, mutluluk prensipli bir iş.

kriterlerimiz ise ;

yapılabilirlik

tekrarlanabilirlik

rahatlama, fabrika ayarlarına dönüşü gerçekleştirebilme

kişisel gelişim, vizyon, misyonumda inanılmaz değişimler 

yaratabilirliği, hayata bakış açımı değiştirebilirliği

gibi gibi şeyler.

işin özü ,felsefesi budur azizim.

ben mutlu olmaya gidiyorum..

adım adım mutluluk kölesi olmak

kölesiyim mutluluğun...bir parça dudak kıvrımına yerleşmiş duygu hareketinin..

ruhum mutluluk tiryakisi. titriyor bedenimde.

bu zihin ırgatlığı süreci bize ağır geldi azizim.


bu öykü içinde de biraz mutluluk olmalı ama değil mi?

işte o kaybettiğim hissi tekrar hissetmeye başladım uzun zaman sonra, biraz şey gibiydi ;

beni dibe çekmeyen, su üstünde kalıyormuşum hissiyatıyla güven duygusunda tavan yapan

sakin, dingin..

çamurlu sulardan berrak düşüncelere geçiş gibiydi, temiz..

aldığın derin nefesteki oksijen sarhoşluğu gibiydi birazcık da, düşsel.

bunları bana yaşatan bir insan. Ne bulmak istiyorsan insanda arayacaksın azizim.

bu ruh tekrar canlılık belirtisi gösterdi, dedi ki daha fazla mutluluk istiyorum...